Otomobil fiyatları neden arttı?



Renault Mais Genel Müdürü Aybar: - "Beklentimiz, Türkiye'de yeni yatırım ortamının oluşacağı, bu yatırım ortamıyla yeni iş sahalarının açılacağı ve dolayısıyla ekonomik açıdan daha canlı bir yıl geçirileceği yönünde".

Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, Türkiye'de bu yıl yeni yatırım ortamının oluşması ve ekonomik açıdan daha canlı bir yıl beklediklerini belirterek, "Tüm şartlar değerlendirildiğinde, 2015 yılı paralelinde bir satış hacmini beklememiz doğal" dedi.

AA muhabirine geçen seneyi değerlendiren ve 2016'ya ilişkin beklentilerini aktaran Aybar, yeni bir motorlu taşıtlar vergisi çalışmasının bu yıl en azından bir yere gelmesini ümit ettiklerini söyledi.

Aybar, 2015 yılının otomotiv sektöründe oldukça hareketli geçtiğini anlatarak, "Doğrusu hiçbirimiz 2015 yılı başlarken böyle bir hareketlilik beklemiyorduk. Yılın ilk yarısında bir hareketlilik olacağını, ikinci yarısında bu hareketliliğin yavaş yavaş ortadan kalkacağını ve 2014'e göre yüzde 10-15 gibi bir yükseklikte tamamlanacağını öngörmüştük. Yılın ilk yarısı yüksek hacimle geçti. Bu durumun, 7 Haziran Genel Seçimi sonrası yavaş yavaş ortadan kalktığını gördük. 1 Kasım'daki seçimlerden sonra ortaya çıkan tablo makroekonomik istikrarı da ortaya koyduğu için yeniden ciddi bir hızlanma oldu" diye konuştu.

Geçen yıl, yaklaşık 968 bin binek ve hafif ticari araç satıldığını hatırlatan Aybar, "Bu, bir yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 26'lık artış anlamına geliyor. Hepimizi pozitif yönde yanıltan bir artış gelmiş oldu. 2015 yılının genel özelliği buydu" yorumunu yaptı.

Aybar, otomobillerin satışının eskisi kadar düşük hacimli olmadığını, otomobil alımlarında iyi finansal çözümlere tabi olunduğunda alımların hızla gerçekleştirilebildiğini anlattı.

Otomotiv sektöründe 2016'nın geçen yıla paralel geçeceği öngörüsünde bulunan Aybar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu destekleyecek bazı öngörüler var. Her şeyden önce bir istikrar var. Makroekonomik açıdan bu istikrarın 2016 yılında etkili olacağını düşünüyoruz. Orta Vadeli Program'da (OVP) yüzde 5'e kadar inebilecek enflasyon hedefinden bahsediliyor. Bu yıl, döviz kurlarıyla ilgili eskisi kadar yüksek oynama beklenmiyor. Türkiye'de istihdamın yeniden artacağı ve işsizlik oranının yüzde 10,2'den yüzde 9,6'ya çekileceğinden bahsediliyor. Bütün bunlardan çıkan sonuç; Türkiye'de yeni yatırım ortamının oluşacağı, bu yatırım ortamıyla yeni iş sahalarının açılacağı ve dolayısıyla ekonomik açıdan daha canlı bir yıl geçirileceği yönünde. Büyüme hızının OVP'de yüzde 4'ün üzerine çıkacağı da söylendi. Demek ki fena bir yıl beklemiyoruz. Tüm şartlar değerlendirildiğinde, 2015 yılının paralelinde bir satış hacmini beklememiz doğal."

- "Fiyatlarda müşterilerimizin aleyhine gelişmeler olmayacağını umuyoruz"

Aybar, döviz kurlarının kendileri için çok hassas bir konu olduğunu, Türkiye'de otomotiv sektörünün avro kuruna bağlı çalıştığını anımsattı.

"Asıl ihracat merkezimiz AB ülkeleri. İthalatı da ağırlıklı olarak o bölgeden yapıyoruz. Dolayısıyla avro sektör açısından son derece hassas" diyen Aybar, avronun geçen yıl TL karşısında yüzde 30'a yakın değer kazandığını ve bu değerin belli bir fiyat dengelemesini beraberinde getirdiğini hatırlattı.

Aybar, otomobil fiyatlarının geçen yıl avrodaki yükseliş nedeniyle arttığına işaret ederek, "Bu sene açıkçası bu kadar yüksek bir dalgalanma beklemiyoruz. Dolayısıyla umuyoruz ki fiyatlarda müşterilerimizin aleyhine gelişmeler olmaz. Avroda beklenmedik bir artış olursa bunun getireceği fiyat çalışmalarını herkes kendisi yapacaktır. Ancak avro değer kazandıkça hem enflasyona hem de fiyatlara olumsuz etki yapıyor" şeklinde konuştu.

Dünyada artık herkesin çevreye çok daha duyarlı hale geldiğine değinen Aybar, "O nedenle yeni gelecek otomobil teknolojilerinde çevreye çok daha duyarlı çözümlerin devam etmesi kaçınılmaz. Bu, üretmekte olduğumuz fosil yakıtlı otomobillerdeki karbondioksit salımının daha aşağı çekilmesiyle alakalı olacak. Şu anda Türkiye'deki satışların yarısı 120 gramın altında karbondioksit salımına sahip motorlu araçlarda oluyor. Onun dışında gerek plug-in hybrid ve gerekse elektrik motorlu otomobillerin satışlarında beklenen artışları takip edeceğiz" bilgisini verdi.

Aybar, Fed'in faiz politikalarının gelecek aylarda da etkili olmaya devam edeceğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Çin'de ciddi bir ekonomik gerileme var. Bu, emtia fiyatlarının aşağı inmesiyle de doğru orantılı. Petrol fiyatları halen gerilemeye devam ediyor. Bu yıl tüm bunların dengeye kavuşmasını bekliyorum. Dolayısıyla dünyadaki ekonomik büyüme aşağı yukarı yüzde 2,5-3 civarında gerçekleşmeyi sürdürecek. AB'de geçen sene pazar iyiydi. Bu yılın da öyle olmasını bekliyoruz. ABD krizi atlattı. AB'den çok daha önce toparlandı. Bunların etkileri bu yıl içerisinde daha iyi bir ekonomik konjonktürle karşı karşıya kalınacağını gösteriyor. Bunun Türkiye'ye de mutlaka etkisi olacaktır. 2015'ten daha aşağı kalmayacak bir pazar beklemeye devam ediyoruz."

- "Müşterilerimiz bizi izlemeye devam etsin"

Aybar, Türkiye'de 1971'den bu yana üretim yapan ve ülkede bugüne kadar milyonlarca yerli otomobil üretmiş bir marka olarak pazarı domine ettiklerini dile getirdi.

Yeni modellerle pazarda iddialarını sürdüreceklerinin altını çizen Aybar, şubat ayında D segmenti içerisinde yeni bir başlangıç yapacaklarını anlattı.

Aybar, "Bu, sedan bir otomobil ve D segmentinde günümüzün yeni teknolojilerinin tamamının uygulandığı bir otomobil olacak. Onun arkasından yeni megan serimiz Türkiye'de de gösterime çıkıyor. Megan'ın hatchback modelinde çok fazla yeniliği var. Gelişmeleri nisan ayından itibaren yoğun paylaşacağız. Yılın ikinci yarısında yeni bir cross over modelimiz var, onun yeni yüzüyle Türk insanının buluşması gerçekleşecek. Bunların arkasından başka yeniliklerimiz de var. Müşterilerimizin bizi izlemeye devam etmesini isteyelim" ifadelerini kullandı.

Aybar, diğer markaları olan Dacia'nın son derece kuvvetli adımlarla geldiğini belirterek, geçen yıl 44 bin satış gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Dacia'nın Türkiye'de en çok satan ilk 10 marka içinde 8. sırada yer aldığına dikkati çeken Aybar, "Bu markanın dört gözle beklenen bir yeniliği var, o da otomotik vites seçeneği. Bu seçeneğin artık gerçekleşeceği bir yıl yaşayacağız. Nitekim mart-nisan gibi Dacia sandero modelimizde Easy-R dediğimiz yeni bir otomotik vites uygulamamız başlayacak. Daha sonraki aylarda Duster'da otomatik vites uygulaması başlamış olacak. Tüm bu uygulamalar Dacia'yı 2016'da çok daha iddialı hale getirecektir" bilgilerini paylaştı.

- "Vergilendirmede daha çok çevre değerlerinin dikkate alınmasını son derece önemsiyoruz"

Aybar, Türkiye'de otomobilde yüksek vergi oranlarıyla karşı karşıya kalındığına işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bunun AB ortalamalarına doğru inmesi lazım ama bunun için Türkiye'de belli bir makroekonomik denge gerekiyor. Bu denge henüz olmadı ki ülkemiz maalesef vergi oranlarını uygulamaya devam ediyor. Umarım önümüzdeki yıllar bu konuda bize ümit verir. Otomobillerin lükslük kat sayısına, motor silindir hacimlerine göre hesaplanan vergiler var. Vergilendirmede, daha çok çevre değerlerini dikkate alan ve yakılan yakıtın çıkardığı karbon emisyonuna göre değerleme düzeyinin başlamasını, gelecek nesillerimiz için son derece önemsiyoruz. Bu aşamada, kilometrede 120 gramın altında karbondioksit salımı yapan motor teknolojileri var."

Aybar, bu teknolojileri destekleyen otomobillerde daha düşük vergi oranlarının uygulanmasının gelecek nesiller için son derece hayati bir konu olduğunu savunan Aybar, sözlerini şöyle tamamladı:

"Umarız bu sene yeni bir takım vergi çalışmalarını hayata geçirmeye başlayabiliriz. Motorlu taşıtlar vergisinde durum daha çağ dışı. Çünkü araç eskidikçe vergi oranı düşüyor. Halbuki eski araç etrafı daha çok kirletir. Trafikte çok daha büyük tehlike arz eder ve ekonomik açıdan bakılamaz. Vergilerin düşük olması, bu araçların kullanımını teşvik eder. Geleceğimizi bu şekilde garanti altına alamayız. Bu otomobillerde vergilerin daha yüksek olması, bu araçlardan kurtulmak için bir başka yön olur."

Konular